EMEKLİ MAAŞLARI ENFLASYON KARŞISINDA ERİDİ

Emeklilere layık görülen, yetersiz maaş artışına tepkiler hızla büyüyor.

HER ŞEYE ZAM YAPILIYOR, EMEKLİ MAAŞLARI YERİNDE SAYIYOR.

TÜİK verilerine inanmıyoruz, mecliste bütçe görüşmeleri yapılırken, emekliler, dul ve yetimlerin yaşam standartlarına öncelik verilmeli.

Yıllardır GEÇİNEMİYORUZ demekten bizler yorulduk, sizler duymaktan bıkmadınız.

Giderler, gelirden fazla olunca insanlar ister istemez borç batağına giriyor.

İnsanlar mutsuz, huzursuz, bıçak kemiğe dayanmış halde yaşamaya çalışıyor.

İnsanlar, ceplerinde nakit para olmadığı için banka kartlarıyla harcama yapmakta, bundan dolayı bankalara borç içinde yaşamaktalar. Kimse istemez kredi kartı kullanmayı ama bankalara insanlar mahkum edildiler.

Dünya insanları neredeyse uzayda yaşamaya başlayacak, bizde insanlar tabiri caizse açlıktan ağzı kokarak yaşıyor, yoksulluk içinde ölüyor.

YAZIKLAR OLSUN BU MİLLETİ BU DURUMA DÜŞÜRENLERE.

Seçimden seçime oy almak için halka inen siyasetçiler, bu insanların vebali hepinizin üzerinde.

Başınızı yastığa koyduğunuzda rahat uyuyabiliyorsanız size söyleyecek sözümüz yok.

Bu dünyada insanlar yaşattığını yaşamadan ölmezler.

Evi olmayan kirada oturan bir emekli nasıl geçinsin? Annesi, babası, eşi, çocukları olmayan dul ve yetimler, babalarından ya da eşlerinden aldıkları emekli maaşıyla kiralarını nasıl ödesin? Nasıl geçinsin.

Bunun formülünü bilen varsa çıksın açıklasın. Ya hükümette var, ya da halkta var bir sorun.

Emekliyi, dul ve yetimleri hayat pahalılığı altında ezdiren iktidar, insanların üzerinde yarattığı kabusun farkında mı acaba?

Cidden korkunç bir hayat pahalılığına karşı yaşamak için çare arayan, yaşam mücadelesi veren emeklilerin derdinden, bence yetkililer anlamak istemiyor.

Zira anlamamaları mümkün değil, eğer durum böyle ise Ülke olarak daha vahim durumdayız demektir. Görünen köy kılavuz istemez.

Emeklilerin dibe vurduğundan, yoksulluk seviyesinin en altın da yaşamak zorunda kaldıklarından bihaberiz diyen yetkililer varsa, derhal bulundukları makamları terk etsinler.

Yoksul emekliler ile Zenginler, 3 ay maaşlarını değiştirsin bakalım. Emeklinin aldığı maaşla geçinebileceklerini Türkiye’ye ispatlasınlar.

Bize rakamlarla gelmeyin, bize tasarruf edin demeyin. Tasarrufu biz değil siz edeceksiniz. Çünkü bizler tasarruf etmemize gerek kalacak bir potansiyele zaten sahip değiliz.

Böyle adaletsiz bir yaşam olamaz. Hangi devirde yaşıyoruz. Bir ülke ya zengindir ya da fakir. Savaştan çıktık da biz mi bilmiyoruz. Ya da kıtlıktan mı çıktık. Zenginler, imkanı olanlar her şeyi stoklayarak alıyor, fakirler adeta dilenecek halde.

İnsanlar birbirini doyuruyor, birbirine derman aramaya, bulmaya çalışıyor.

Hükümet, maalesef emekli halkının beklentilerini karşılamaktan geri bir durum sergilemekte.

Yıllardır çalışıp devletine vergisini ödeyen emekli, elinden alınan kendisine ait olan haklarını geri istiyor. Sadaka değil hakkını istiyor. Emeklerinin karşılığını istiyor.

Bu anlaşılmayacak bir durum değil. Milletin ağzına yıllardır pelesenk olmuş, GEÇİNEMİYORUZ!

Emeklinin tek isteği, aldığı kendi maaşıyla yeniden ayakta durabilmek.

Buna çözüm bulmak o kadar zor bir durum değil. Yeter ki siz çözüm üretmeye gönüllü olun. 

Ülkede yaşayan emekliler pazar artıklarına muhtaç kalmışsa, bu onların utancı değil, onları bu duruma düşürenlerin ayıbıdır.

Deveye boynun neden eğri demişler, nerem doğru demiş. Tıpkı o misal ülkede ne doğru ki nereden başlasak anlatmaya, sonu gelmez.

Yıllardır ‘’ insanca onurumuzla yaşamak istiyoruz ’’ diye haykıran emeklilerin sesini duyan yok mu?

EN DÜŞÜK EMEKLİ MAAŞI VEREN 2. ÜLKE TÜRKİYE

'' Canım EMEKLİ olunca DÜNYA'yı gezeriz. '' dediğimiz günler sanki hiç yaşanmamış gibi.

EMEKLİ MAAŞI GİBİYİZ, BİRBİRİMİZLE HİÇ GEÇİNEMİYORUZ.

Meryem ALTUNKAYA

Birleşik Emekliler Sendikası Karadeniz Ereğli şube başkanı