Karadeniz Ereğli rezillik'te level atladı
  Temiz hava istiyoruz!
  Erdemir hepimizi zehirliyor dur demenin zamanı geldi de geçiyor!
  Ereğli Demir ve Çelik Fabrikası Halk Sağlığını ve Doğayı Tehdit Ediyor!
  Dervişoğlu'ndan gündemi sallayacak açıklamalar!
  Yavuzyılmaz Devrek Adliyesinden açıklama yaptı.
  CHP'li başkanların ifadeye çağrılmaları ertelendi
  Sözcü TV'ye ekran karartma cezasını kınıyoruz
  Partimizden istifa etmiş olsak da! Görevimize aynı inanç ve sorumlulukla devam etmekteyiz.
  EMEKLİLER için, yaparsa Müsavat DERVİŞOĞLU yapar.
19 Haziran 2025 Perşembe
Kdz.Ereğli ve Zonguldak Bölgesel Haberler
  •  
    •  » GEZİ, TUR VE SEYAHAT
    •  » DÜNYA
    •  » VİDEO GALERİ
    •  » YAŞAM VE ÇEVRE
    •  » HABER ARA
    •  » BİLİM VE TEKNOLOJİ
    •  » TÜM MAKALELER
    •  » FOTO GALERİ
    •  » SAĞLIK
  • YAZARLARIMIZ
  • GÜNDEM
  • SEKTÖR
  • TÜM HABERLER
  • SİYASET
  • SPOR
  • EĞİTİM
  • DUYURU, İLAN, ANMA VE KUTLAMA

 iyi parti


DÜNYA SANAT GÜNÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
kdzereyli.com@gmail.com

DÜNYA SANAT GÜNÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
15 Nisan 2025 12:41:51

Yazar : Meryem Altunkaya
MERYEMCE
  • Whatsapp ta Paylaş
DÜNYA SANAT GÜNÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Her yıl 15 Nisan'da kutlanan Dünya Sanat Günü kutlamaları, tüm dünya da sanatsal çalışmalar ile toplum arasındaki bağları güçlendirmeye, daha fazla farkındalık yaratmaya ve sanatçıların sürdürülebilir kalkınmaya katkısını vurgulamak adına etkinlikler düzenlenerek yapılır. 
 
BEN BUGÜN, İLKNUR GÜNTÜRKÜN KALIPÇI Hocamızın gurubumuzda paylaştığı muhteşem yazısını, buradan yayınlayarak sizlerinde okumasına katkı sağlamak istiyorum.
 
DÜNYA SANAT GÜNÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
????????????????????????????
Hayatının çok büyük bölümü cephelerde büyük bir mücadele içinde geçmiş bir
komutanın, onca yokluk, yıkım ve mücadelenin sonunda söylediği
 
” GÜZEL SANATLARDA BAŞARI BÜTÜN ALANLARDA İLERLEMEDE BAŞARILI
OLUNDUĞUNUN EN KATİ DELİLİDİR. BUNDA MUAFFAK OLAMAYAN MİLLETLERE
NE YAZIKTIR. ONLAR TÜM BAŞARILARINA RAĞMEN MEDENİYET ALANINDA
YÜKSEK İNSANLIK SIFATIYLA TANINMAKTAN DAİMA MAHRUM
KALACAKLARDIR ”
 
Tüm ilerlemelerin ana kaynağı olarak sanatı baz almak… Böyle bir gerçeği bu
şekilde, acaba tarihte kaç düşünür, lider veya komutan ifade etmiştir.
Bu betimlemesini daha da kuvvetlendirmek adına “Bir millet sanata önem
vermediği sürece felakete mahkumdur. Pek çok kimse bu felaketin derecesini
anlamaz, anladığında da nice korkunç bir çaba harcamak zorunda kalacağını
kestiremez” deyişi…
 
Nasıl ki savaşta kaç cephede, kaç düvelle top yekün bir savaşa girdiyse, pek çok dalın birleşimi olan sanatında her dalında aynı anda gelişim ve ilerleme
kaydedilmesi adına topyekün bir çalışmaya girmiştir.
 
Hatta 7. Sanat dalı sinemada bile … Başyönetmen Cezmi Ar’ın çektiği filmde başrol oynarken, sinemada özellikle El Hamra sinemasında izlediği filmler üzerinde kritikler yapmaya kadar olanlar yanında; kendisine gelen İngiliz
filmcilerin “sizin hayatınızı ve kurtuluş savaşını filme çekmek istiyoruz “
sözlerine “kendi filmimizi kendimiz çekeriz” yanıtını verdikten sonra Münir
Hayri EGELİ İLE KENDİ YAZDIĞI VE ADINIDA “BEN BİR İNKILAP ÇOCUĞUYUM”
KOYDUĞU FİLM SENARYOSUNU FİLME ÇEKMEK İÇİN HAREKETE GEÇEREK MİLLİ SİNEMA SEKTÖRÜ İLE İLGİLİ ÇALIŞMALARI BAŞLATMAYA GİDEN YOL…
 
Bu filmi çekmek için Münir Hayri Egeli’yi Almanya’ya film nasıl çekilirle ilgili teknik detayları incelemesi için yollar. Yıl 1937 sonlarıdır ve bu filmi çekmeye ömrü yetmeyecektir. Ama şu sıkıntılı, zor ve hassas günlerden geçerken bize umut olacak yazdığı senaryosunun son cümlesini sizlerle paylaşmak istiyorum.
 
Yani perdede son yazmadan önce söyleyeceği söz…
 
“Bir gün gelecek beni unutmak veya unutturmak isteyen gayretler belirecektir.
Hatta bunlar benim en yakınlarımdan olabilir. Ama Türk milleti ve gençliği bir şeyi hiç unutmasın ki! Ektiğimiz tohumlar o kadar feyzli ki Mısır’dan Hint’ten
dönüp dolaşıp gelecek ve tekrar kalplerinizi aydınlatacaktır”
 
1996 yılında bulduğum bu senaryoda yer alan bu son söz adına; uzağı çok iyi
görerek Polonya, Afganistan vs gibi ülkeler için ve ikinci dünya savaşı ile ilgili
öngörülerinin doğruluğunu da göz önüne alarak neden Libya veya Fransa
demedi de Mısır ve Hindistan dediğini merak ederek bu ülkelerle ilgili çıkan tüm
yazıları dosyaladım.
 
Şu ara görüşünün ne kadar doğru olduğunu bütün parçaları birleştirdiğim zaman net görebiliyorum.
 
Sahi biz Atatürk’ün kendi yazdığı bu senaryoyu yılda 60 -70 dizi çeken bir sektörde hala niye filme çekemedik çok
merak ediyorum…
 
Atatürk’ün sanatın her alanında düşündüklerine ve düşlediklerine, yaptıkları,
tasarladıkları ve gerçekleştirdiklerine bakınca bunların özellikle kökten ve özden
niteliklere sahip olduğunu görmekteyiz.
 
Onun amacı batıya şeklen benzemek değil kendi öz unsurlarımıza çağdaş şekil verebilmek doğrultusundadır.
 
Yepyeni, herkesten ileri, kendi yaratıcılığına dayanan bir sanatı dünya kültürüne armağan etmek en büyük hedefiydi.
 
Bu nedenle memleketin müdafaası için her türlü fedakarlığı yaparken, sanatın
yürüyüşünü hızlandıracak düşünceleri de ihmal etmiyordu.
 
Savaştan sonra Türk hümanizminin yeni yepyeni bir safhasını oluşturmadan tüm bu zaferin anlamının olmayacağına inanıyordu.
 
Bu konuda bir anı çok değerlidir. Olay Çanakkale savaşında o devrin hat
üstatlarından Macit Ayral’ın başından geçmiştir “Çanakkale savaşının devam
ettiği günlerde Macit Bey Çanakkale’de asker olarak bulunmaktadır. Macit Bey
sıtmaya yakalanır. Sıtma nöbeti gelmediği sıralarda yazdığı güzel yazı örneklerini siperlerin duvarlarına Mehmetçiğe moral olsun diye asmıştır.
 
Mustafa Kemal siperleri gezerken bu güzel yazı örneklerini görür ve onları kimin yaptığını sorar.
 
Macit Ayral “ben yaptım” deyince Mustafa Kemal yanındakilere dönerek
“bunlar sanat eseri yazılar, memleket böyle sanatçıları kolay kolay yetiştiremez.
Böyle bir sanatkarın burada işi ne. Yarın kendisini terhis edeceksiniz. kendisine
zaferden sonra ihtiyacımız olacak. O vazifesini savaştan sonra ülkesi için
yapacak” der…
 
Sanatçıya verdiği önem ayrı ama orada yedi düvelle savaşan askere verdiği moral. Yani savaşı nasılsa kazanacağız. Biz zaferden sonrasına da odaklanalım…
Bu hedef doğrultusunda sanat gibi çok kapsamlı ve pek çok değişik dalı
barındıran bir disiplinde aynı kurtuluş savaşında olduğu gibi topyekün bir
hareket başlatarak tüm dallarda aynı anda bir gelişimi hedefleyerek hepsinde
başarılı olmuş bir sanatsever lider….
 
Bunun için sanatın her dalında en iyi eğitimcileri ülkeye getirtmiş, 1925’te yurt dışına yollanan öğrenciler arasında en büyük pay sanat alanından olmuştur. Bu konuda Ankara’da daha doğru dürüst bir otel lokanta yokken, ilk eğitim kurumu olarak bugünkü konservatuvarın yolunu açan musiki muallim okulunun 1924’de açılmasını sağlaması en iyi örneği teşkil eder.
 
Bu atılımların sonucu bireysel ve kurumsal başarılar art arda gelmeye başlar. Resim, dans, müzik konusunda Anadolu’ya inceleme yapmaları için sanatçılar yollanmış tüm yerel faktörleri içeren bir arşiv oluşturulmuştur.
 
Dans konusunda tüm dünya danslarını çok iyi inceleyerek bu alanda dünya
çapında bir hayalini gerçekleştirmek için çalışmaya başlaması bu arşivlerin
neticesinde oluşur.
 
16 Temmuz 1924’de Ankara’da Maarif Kongresi açılışında “yeni bir sanat ve bilgi yolu bulup ulusa göstermek ve o yolda yeni kuşağı yürütmek için rehber olmak” amacında olduğunu ifade eder.
 
O dönem sanatı destekleyen basında da arka arkaya sanat dergileri
yayınlandığını görüyoruz.
 
Bir kaçının adını vermek isterim. Sinema dergisi 1924,
Mudhike dergisi 1925, Film 1926, Tiyatro ve Musiki Dergisi 1928, Musiki Dergisi 1931-2, Ekran Dergisi, 1933 Sinema Dergisi, Her Şey 1924
Ve daha pek çok, bu dergilerdeki yazılar öyle ilginç ayrıntılar barındırıyor ki…
Bir anıyla son vermek istiyorum.
 
Refik Fersan anlatıyor “Mısır hidivi Abbas Halim Paşa, Bursa’da Atatürk’ü ziyarete gelmişti. O gece Hünkar Köşkünde bir yemek verildi. Yemekte musikide vardı. Ertesi gün Hidiv Aatürk’ü El Mahrusa yatına yemeğe davet etti. Atatürk bizi de yanına aldı. Öğle üzeri “yemeğe buyurun “ dediler. Atatürk’le yakınları geminin salonunda mükellef bir sofraya davet ederken bizi de geminin baş tarafında bir masaya oturttular.
 
Bu muamele karşısında iştahimız da, neşemizde kaçtı. Bu halimizi Atatürk görmemişti, sofrada bizi göremeyince “neredeler” diye sormuş. Ayrı bir sofrada olduğumuzu duyunca bizi çağırttı. Bizi görünce o içten gülümseyişi hala gözümün önündedir.
Hidiv’e dönerek “Bu çocuklar hem BENİM EVLATLARIM hem de musikimizin en
yüksek üstatlarıdır. Benim soframda yemek yemeye alışmışlardır. “ diyerek sofraya oturmamızı işaret etti. Fakat sofrada yer yoktu iki kişi kalktı diğer oturanlarında yerini değiştirerek Münir Nurettin’le beni yanına oturttular. Bu kadarla da kalmadı tabağımıza yemeklerimizi kendi eliyle koydu. Bakın şimdi bunları anlatırken bile gözlerim yaşarıyor. Hele şu “BENİM EVLATLARIM” deyişi yok muydu”
 
Atatürk’ün çok büyük bir iç görüyle ve cumhuriyetin ilanından bile önce
başlattığı ve öteki temel alanlarlar da olduğu gibi büyük bir içtenlik, samimiyet
ve kararlılıkla sürdürdüğü bilinçle uyguladığı “ tüm sanat dallarında aydınlanma ” atılımının başarısını sürdürmekte olan bütün sanatçılarımız.
 
Notalarınızla seslendirmeye, renklerinizle boyamaya, kilinizle, mermerinizle sanata yeni bir boyut kazandırmaya, şiir ve edebiyatla duygulara huzur vermeye '' felsefenin bedenle yapılışı '' tanımlı dansınızla tüm güzelliklere yelken açmaya, fimler ile sorunlara çözüm getiren mesajlar vermeye hep devam etmeniz dileklerimle,
 
Gününüz kutlu olsun…
 
İLKNUR GÜNTÜRKÜN KALIPÇI 

İlknur Güntürkün Kalıpçi'yı tanıyalım (d. 1953, İstanbul), Türk yazar.

1974 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Felsefe Tarihi Bölümü'nü bitirerek aynı bölümde asistanlığa başlamıştır. Daha sonra meslek hayatına lisede felsefe öğretmeni olarak devam eden Kalıpçı 1985 yılında Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı’nın düzenlediği Atatürkçülük eğitimini tamamlamış ve yaptığı çalışmalar nedeniyle 1996 yılında T.C Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Başkanlığı Haberleşme Üyeliğine seçilmiştir. 17 senedir yaptığı araştırmaları, yurt içi ve yurt dışı pek çok merkezde uyguladığı bir metotla konferanslar halinde sunmaktadır. Pek çok ödül sahibi olan Kalıpçı’nın ‘Atatürk ve Türk Kadını’, ‘Atatürk ve Eğitim’, ‘Atatürk ve Politika’, ‘Atatürk Basın ve Bursa’ konulu kitapları bulunmaktadır. Kalıpçı evli ve iki çocuk annesidir.

  Yorumlar
Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz bir yorum yapılmamış

 BES


 Diğer Yazıları


  • YAŞANANLARA İZAH’INIZ YOK İSE, MİZAH’INIZ KAÇINILMAZ OLUR.
    13-07-2023 | 12 : 38 22
  • EREĞLİ İFTAR SOFRASINDA, BİR SESSİZLİK VE BİR HAFIZA NOTU
    26-03-2025 | 23 : 08 46
  • Karadeniz Ereğli ismini tescillemeli.
    20-07-2023 | 21 : 33 19
  • REKABETİN DE BİR ADABI OLMALI!
    27-03-2024 | 21 : 29 59
  • HAKSIZLIĞA KARŞI ÇIKIP, HAKKINI ARAMAYAN, HEM HAKKINI, HEM ŞEREFİNİ KAYBEDER.
    06-01-2024 | 11 : 47 25
  • SÜRPRİZLERE GEBE BİR SEÇİM KAPIMIZDA BEKLİYOR!!
    11-04-2023 | 12 : 22 57
  • DEVLET YARALARI SARAR, HALK TESELLİ EDER.
    21-02-2023 | 10 : 10 15
  • 8 Mart şehitleri kadınlarımız bize ölerek, sürünerek yaşamayı değil, kadın gibi gülerek yaşamayı miras bırakmışlar.
    09-03-2024 | 09 : 06 27
  • ZARURİ AÇIKLAMA!
    20-08-2024 | 21 : 04 03
  • TEMEL SORU? KİMİN ADAY OLDUĞU DEĞİL! KİMİN ADAY OLACAĞINA? KİMİN KARAR VERECEĞİDİR.
    11-12-2023 | 18 : 16 59
  • KENDİLERİNİ ZEKİ SANANLAR, AYNAYA BAKSINDA UTANSINLAR!
    02-03-2024 | 12 : 18 57
  • UMUT ET Kİ! TÜKENMEYESİN.
    03-06-2023 | 23 : 03 51
Tüm Yazıları

 Köşe Yazarlarımız


  • Meryem Altunkaya
    KAPİTALİST PUS!
  • Timuçin ÖZAT
    Devam etmekle kalmayacak, kötüleşecek!
  • Zeki BAŞTÜRK
    ORTADOĞU BİR ATEŞ ÇEMBERİ
  • Mustafa Uysal
    ANLATAMAZSIN VEFA'YI !
  • A.Baybars Göğez
    Liyakat yoksa durum değişmiyor
  • Sefa YÜRÜKEL
    Nihat Genç olmak ya da olmamak: Türkiye’nin eşik noktasında bir kimlik meselesi
  • Fahri Eryılmaz
    23 NİSAN
  • Gürol ÖZTÜRK
    DESTEK KİME?
  • Turko Uğur ÖZTÜRK
    FEDERASYON ŞEÇİMLERİNDE BAŞKAN ADAYLARINA SORULMASI GEREKEN SORULAR
  • Erdoğan KUTLU
    SEMT-İ MÜDAFAA
  • Efsun İsmail DEMİREL
    MİLLETVEKİLİMİZ SAFFET BOZKURT’A AÇIK MEKTUP
  • Önder ÖNER
    Sağlığımızın Belası Hava Kirliliği

 Çok Okunan Köşe Yazıları


  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY

» Henüz BUGÜN Yazı Görünmüyor
  • Sefa YÜRÜKEL
    Nihat Genç olmak ya da olmamak: Türkiye’nin eşik noktasında bir kimlik meselesi
  • A.Baybars Göğez
    YEREL YÖNETİMLER BAKANLIĞI GEREKLİ Mİ? KAPSAMI NASIL OLMALI?
  • Zeki BAŞTÜRK
    UÇABİLDİĞİN KADAR
  • A.Baybars Göğez
    Liyakat yoksa durum değişmiyor
  • Zeki BAŞTÜRK
    BİR EĞİTİMCİ'NİN YOLCULUĞU
  • Zeki BAŞTÜRK
    YÜZÜMÜZÜ GENÇLER GÜLDÜRECEK
  • Zeki BAŞTÜRK
    TARİH, DOĞA, KÜLTÜR GEZİSİ
  • Sefa YÜRÜKEL
    “Cumhuriyetin Valisi: Rozet Değil Karakter Taşıyan Devlet Adamı Üzerine Satirik Bir İnceleme”
  • Sefa YÜRÜKEL
    Türkiye’de Siyasal Kriz ve Muhalefetin Stratejik Açmazı: CHP’ye Eleştirel Bir Yaklaşım
  • Zeki BAŞTÜRK
    Dalgalar Neden Hep Karşı Kıyıları Vurur?
  EMLAK & SİGORTA DANIŞMANI
  ÖZER BULCA Hair Makeup Studio
  BİRLEŞİK EMEKLİLER SENDİKASI
  BİRLEŞİK EMEKLİLER SENDİKASI
  Irmak Vadi Bungalov Evleri
Kdz.Ereğli ve Zonguldak Bölgesel Haberler

© kdzereyli.com

İstek, Şikayetleriniz İçin Tıklayın
Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.
  •   Bilim ve Teknoloji
  •   Eğitim
  •   Videolu Haber
  •   Arşiv
  •   Video Galeri
  •   Haber Ara
  •   Tüm Makaleler
  •   Foto Galeri
  •   Günün Haberleri
  •   Üyelik