
of.ozankaya@isnet.net.tr
Türkiye’de Siyasal Kriz ve Muhalefetin Stratejik Açmazı: CHP’ye Eleştirel Bir Yaklaşım
23 Mayis 2025 20:49:32
Türkiye, uzun süredir yalnızca demokratik erozyonla değil, aynı zamanda rejimsel bir dönüşümle de karşı karşıyadır. Mevcut iktidarın otoriter yönetişim tarzı, sadece siyasal kurumların özerkliğini değil, aynı zamanda toplumun seküler, demokratik ve yurttaş temelli yapısını da tehdit etmektedir (İnsel, 2018). Bu dönüşüm, anayasa tartışmalarından muhalif aktörlerin baskılanmasına kadar uzanan çok boyutlu bir süreci kapsamaktadır. Bu bağlamda, muhalefetin -özellikle ana muhalefet partisi olan CHP’nin- yalnızca seçim odaklı değil, uzun erimli bir toplumsallaşma stratejisiyle hareket etmesi kaçınılmaz görünmektedir.
İktidarın Siyasal Projesi ve Rejimsel Dönüşüm
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarının son dönemdeki yönelimi, klasik otoriterleşme süreçlerinden ziyade “rekabetçi otoriterlik” modeline (Levitsky & Way, 2010) daha yakındır. Bu modelde, seçimler yapılmakta ancak adil rekabet koşulları sistematik biçimde ortadan kaldırılmaktadır. Erdoğan rejiminin temel amacı, halk egemenliğine dayalı cumhuriyet fikrini aşındırarak kişisel iktidarın kurumsallaştığı otokratik bir yapıyı inşa etmektir (Keyder, 2021).
Bu dönüşüm:
- Yeni anayasa çalışmaları ile kurucu ilkelerin revizyonunu,
- Laik vatandaşlık yerine ümmet temelli kimliklerin inşasını,
- Emek-sermaye dengesinin büyük sermaye lehine altüst edilmesini ve,
- Muhalif yapının tüm bileşenleriyle bastırılmasını kapsamaktadır.
CHP’nin Politik Pozisyonu ve Eleştirisi
CHP, tarihsel kökleri ve kurucu kimliğiyle Türkiye siyasetinde özgün bir yere sahip olsa da, son yıllarda bu rolü yeterince yerine getiremediği eleştirilerine maruz kalmaktadır (Yılmaz, 2022). 14-28 Mayıs 2023 seçimleri sonrası ortaya çıkan tablo, muhalefetin iktidar alternatifi oluşturmakta zorlandığını açıkça göstermiştir.
Başlıca Eleştiriler:
- Sandığa Endeksli Yaklaşım: CHP’nin politikaları, uzun vadeli ideolojik vizyonlar üretmek yerine seçim döngülerine sıkışmaktadır.
- Toplumsallaşma Zafiyeti: Parti, örgütsel olarak hâlâ sınıfsal ve coğrafi olarak dar kesimlere hitap etmektedir. Anadolu’nun iç kesimlerinde, işçi mahallelerinde, tarikat etkisinin güçlü olduğu semtlerde görünürlüğü zayıftır.
- Alternatif Vizyon Eksikliği: Mevcut ekonomik modele, dış politikadaki teslimiyetçi çizgiye ya da eğitim sistemine dair net, sol temelli alternatifler ortaya koyulamamıştır.
Stratejik Öneriler ve Vizyonel Açılım
Muhalefetin etkili bir “iktidar yürüyüşü” başlatabilmesi için salt mitinglerle sınırlı olmayan, kalıcı ve örgütlü halk inisiyatiflerine dayanması gerekmektedir. Aşağıdaki stratejiler bu bağlamda değerlendirilebilir:
1. Miting Ötesi Siyasal Eylemlilik
- Mitingler, kitlesel yürüyüşlerle desteklenerek sürekli bir sokak muhalefetine dönüştürülmelidir.
- Somut ekonomik talepleri içeren bölgesel grevler, toplumsal tabanı harekete geçirecek araçlara dönüştürülmelidir (Harvey, 2010).
2. Yerel Halk Meclisleri Kurulması
- CHP, özellikle büyükşehir belediyelerinde yerel halk meclislerini destekleyerek doğrudan katılım kanalları oluşturmalı; böylelikle temsil krizine yanıt verebilmelidir (Pateman, 1970).
3. “Cumhuriyet ve Emek Cephesi” Oluşturulması
- Sol, sosyal demokrat, sosyalist ve laik kesimleri kapsayan bir çatı hareketi, sadece seçimlerde değil, her alanda işbirliğini hedeflemelidir.
- Bu cephe, alternatif bir kurucu meclis önerisini gündeme taşıyarak anayasal demokrasi idealini ete kemiğe büründürmelidir.
4. Alternatif Türkiye Vizyonu
- CHP, sadece “mevcut düzenin restore edileceği” değil, “yeni bir toplumun inşa edileceği” bir vizyonu netleştirmelidir: Kamucu ekonomi, laik eğitim, bölüşüm adaleti ve çevre temelli kalkınma gibi ilkeleri somut politika belgeleriyle açıklamalıdır.
Sonuç
Türkiye’deki siyasal kriz, yalnızca otoriter iktidarın politikalarıyla değil, aynı zamanda muhalefetin stratejik sınırlılıklarıyla da ilgilidir. CHP, tarihi misyonunu ancak köklü bir politik dönüşüm ve toplumsallaşma stratejisiyle sürdürebilir. Bu dönüşüm, savunmadan çıkıp iktidar alternatifi olma iddiasına geçilmesini gerektirir. Aksi halde, “seçimle sınırlı muhalefet” çizgisi, toplumun siyasal enerjisini absorbe eden bir çıkmaza dönüşebilir.
Kaynakça
- Harvey, D. (2010). The Enigma of Capital and the Crises of Capitalism. Oxford University Press.
- Insel, A. (2018). Türkiye’de Siyasal Rejim ve Otoriterleşme. Birikim Yayınları.
- Keyder, Ç. (2021). “Türkiye’nin Rejim Dönüşümü ve Toplum.” Toplum ve Bilim, 150.
- Levitsky, S. & Way, L. (2010). Competitive Authoritarianism: Hybrid Regimes after the Cold War. Cambridge University Press.
- Pateman, C. (1970). Participation and Democratic Theory. Cambridge University Press.
- Yılmaz, G. (2022). “CHP’nin Kimlik Krizi ve Seçim Stratejileri.” New Perspectives on Turkey, 66.
BES
