
zekibasturk57@gmail.com
AYDINLIĞA YAKILAN AĞIT
02 Temmuz 2025 22:23:45
Yazar
AYDINLIĞA YAKILAN AĞIT
2 Temmuz 1993’te yaşanan Sivas Katliamı, Türkiye'nin vicdanında kapanmayan bir yara olarak kalmayı sürdürüyor. Bu acıyı ve utancı unutturmamak, yaşananları anımsamak ve ders çıkarmak gerek.
Bugün 2 Temmuz.
Takvim yaprağından düşen her sayı, bizi bir acının eşiğine getiriyor. Sivas’ın ortasında, bir otelde, insan aklının karanlığıyla tutuşturulan bir ateş hâlâ yanıyor. Madımak Oteli'nin küllerinde sadece 33 can değil, bir ülkenin yüz akı, vicdanı ve yarınları yakıldı.
1993’te bugün, halk ozanlarının, şairlerin, düşünürlerin, tiyatrocuların, yazarların; kalemle konuşan, sözle direnen insanların üzerine kerpeten gibi kapandı zaman. Dışarıda "yakın" diyen bir güruh, içeride "insanlık ölmesin" diye birbirine sarılan canlar vardı. Kitapların, türkülerle buluştuğu Pir Sultan Abdal etkinliği, kıyamete dönüştü.
O gün, yalnızca bir yangın çıkmadı.
O gün, insanlık yandı.
O gün, kültür yandı, düşünce yandı, umut yandı.
Ve en çok da, bu yangının üzerine örtülen sessizlik yaktı canımızı.
Her 2 Temmuz’da, içimizdeki kor tutuşur yeniden. Sanki hâlâ oradayız. Pencereden çıkmaya çalışan bir eliz belki. Belki de yere uzanmış bir gölgenin sessiz çığlığıyız. Çünkü unutmamak, yeniden insan kalabilmenin tek yoludur. Çünkü bağışlamak değil belki, ama anlamak, anımsamak ve değiştirmek gerekir bazı şeyleri.
Madımak, sadece bir bina değildi.
Madımak, bir toplumsal sınavdı.
Ve biz, o sınavdan sınıfta kaldık.
Bugün, 2 Temmuz.
Ve biz yine buradayız.
Yitirdiğimiz canların adlarını sayarak,
Yandıkları yerde değil,
Yaşatılmaları gereken belleğimizde toplanarak.
Yalnızca yas tutmak değil,
Adalet istemek, hesap sormak, yüzleşmek gerekir.
Madımak Oteli'nin müze olmasını bekleyen,
O katliamın üzerindeki külleri kaldırmak isteyen
Vicdanlı herkesin sesi olmak gerekir.
Çünkü bir ülke, sanatçısını, düşünürünü, ozanını ateşe verdiyse
Ve hâlâ bu yarayla yüzleşememişse,
Orada hâlâ tutuşmaya hazır bir kibrit saklanıyor demektir.
Bugün, 2 Temmuz.
Unutmadık. Bağışlamadık. Kabullenmedik. Unutturmayacağız.
Madımak yanıyor hâlâ…
Orada yakılan aydınların ışığı yolumuzu aydınlatıyor.
Zeki BAŞTÜRK
--------------------------------------------------------
MADIMAK YANGINI
Ateşin dili yoktu,
Ama nefretin sesiyle konuştu o gün.
Bir otel yandı,
İçinde türkü, şiir,
Ve insan…
Gökyüzü suskun değildi,
Duman duman haykırdı adlarını:
Metin’di, Behçet’ti, Asım’dı, Hasret’ti...
Alevler aldı
Ama yok edemedi
Küllerinden doğan sözü.
Karanlık bir kalabalık
Yaktı kitapları,
Yaktı canları.
Ama yanmadı
İnandıkları…
O günden sonra
Gülüşlerimiz biraz eksik,
Sözlerimiz biraz yaralı,
Ama yüreğimizde bir Madımak
Hâlâ sönmedi.
Ey zaman,
Sen geç,
Ama o yangını unutma!
Unutursan
Bir daha yanar
Bir daha susar
Bir daha ölür
İnsan…
Zeki BAŞTÜRK
BES
