

zekibasturk57@gmail.com
ARINMA!
02 Aralik 2025 07:14:10
Yazar
ARINMA
Arınma…
Kulağa uzun bir sessizliğin içinden yükselen, derin bir soluk gibi geliyor. Yılların tortusunu biriktiren toplumların da tıpkı insanlar gibi arınmaya gereksinimi vardır: kirlenen dilden, zehirlenen duygudan, erozyona uğrayan vicdandan, kabuk bağlamış adaletsizlikten… Çünkü arınma olmadan yenilenme olmaz; yüzleşme olmadan iyileşme gelmez.
Bugün ülke olarak tam da böyle bir eşikte duruyoruz. Sözün değeri azaldığında, gerçeğin sesi bastırıldığında, toplumu bir arada tutan görünmez bağlar incelir. İnsanların “ne olacağız?” sorusunu fısıltıyla sormaya başladığı her dönemde, aslında bir arınma çağrısı kendiliğinden doğar. Bu çağrı, sesini sokaklardan değil, insanların içinden yükseltir: Yalana karşı doğruluk, öfkeye karşı hoşgörü, umutsuzluğa karşı dayanışma, baskıya karşı adalet isteği....
Toplumsal arınma, önce bellekte başlar. Unutmak değil, anımsamak gerekir: Hangi yanlışın nasıl sıradanlaştığını, hangi haksızlığın nasıl görünmez kılındığını, hangi sözlerin toplumu nasıl zehirlediğini… Arınmanın ilk adımı, bu karanlığı adlarıyla çağırmaktır. Çünkü adı konmayan sorun, çözülmez.
Siyasal arınma ise hesaplaşmayla başlar ama öç alma duygusuyla değil; yüzleşmeyle, saydamlıkla, doğrulukla… Kurumların içinin boşaltıldığı, liyakatin örselendiği, adalet duygusunun yaralandığı bir toplumda arınma, yeniden başlama anlamına gelir. Yıkılan güveni onarmak, kırılan bağı onarmak, yeniden “biz” diyebilmek.....
Arınma bir kopuş değildir; daha iyiye doğru bir yürüyüştür. Kirlenen ne varsa temizlemek, çürüyen ne varsa iyileştirmek, yaralanan ne varsa sarmak… Toplumu yeniden sağaltan bir bilinçlenme, bir silkiniş, bir uyanıştır.
Ve belki de arınmanın en güçlü ögesi, dayanışmadır. Bir kişinin değil, bir kesimin değil, bir partinin değil; toplumun bütününü kapsayan ortak bir duyarlılıktır. Çünkü arınma, birlikte nefes almanın, birlikte iyileşmenin adıdır.
Bugün gereksinim duyduğumuz şey tam da budur: Karanlığın tortusundan, umutsuzluğun gri sisinden, gerçeklerle aramıza çekilen perdelerden arınmak… Daha adil, daha özgür, daha vicdanlı bir yarın için arınmak.
Belki de artık kendimize şu soruyu sormanın zamanı gelmiştir: Arınmadan söz edenlerin önce kendilerinin arınması gerekmez mi? Her yenilgiyi içine sindirenlerin, atılımı, yükselişi engellemeye çalışanların, iktidarla işbirliği yapanların arınmasını beklemek hakkımız değil mi?
Arınmadan nasıl değişeceğiz? Değişmeden nasıl özgürleşeceğiz?
Yanıtı hepimizin içinde: Halkına sırtını dönenlerden
Arınarak…
Arınarak , yenileşerek, atılım yaparak....
Gölge etmesinler yeter!
Zeki BAŞTÜRK
BİRLEŞİK EMEKLİLER SENDİKASI


























