

zekibasturk57@gmail.com
DÜŞMEK
03 Aralik 2025 17:11:47
Yazar
DÜŞMEK
Her yıl bu günlerde bütçe görüşmeleri yapılır. Asgari ücret saptama kurulları toplanır. Çalışanlara ve emeklilere yapılacak zamlar konuşulur. Her nedense enflasyon bugünlerde düşüverir.
“Düşmek” sözcüğü, kimileyin bir sokağın taşına takılmak gibi basit bir eylem değildir. Kimi zaman bir ülkenin gerçekliğine çarpıp yere yuvarlanmaktır. Bugün bize anlatılanlara bakılırsa, düşen çok şey varmış: Enflasyon düşüyormuş, fiyatlar düşüyormuş, mutfaktaki yangın sönüyormuş. Hatta büyümeden dolayı herkesin payına milyonlar düşüyormuş. TÜİK öyle söylüyormuş.
Peki ya gerçek yaşam öyle mi ?
Gerçeğin kapısını araladığımızda ilk düşen, istatistiklerin makyajı oluyor. Manavın tezgâhındaki etikete dokunduğumuzda parmağımız yanıyor hâlâ. Pazarda file taşıyan omuzlar çökmeye, market kasasında yüzler solmaya devam ediyor. Enflasyonun düştüğünü söyleyenler, galiba bu alışveriş torbalarının içini hiç açmamış.
Ulusal gelirden emekçiye, emekliye refah payı düşüyormuş. Ne güzel tümce ! Kâğıt üzerinde “refah”, gerçekte ise “sefalet payı”… Çünkü düşen refah falan değil; düşen, emeklilerin mutfağındaki tencere sesi. Kısılmış ocağın çıtırtısı bile lüks artık. Alım gücümüz düştüğü için yoksul düşüyoruz, sağlıklı beslenemediğimiz için hasta düşüyoruz. Elden ayaktan düşüyoruz. Çocuklarımızın gözünün içine bakıp “Bu ay nasıl geçecek?” dediğimiz için derdimize düşüyoruz. Hakkımızı aradığımız için gözden düşüyoruz.
Düşen, saygınlığımızdır aslında.
Yıllarca bu ülkeye emek vermiş insanların değeri, bir gecede açıklanan oranlarla ölçülür hâle geldi. Emekliler kuyruklarda, market önlerinde, bankalarda “idare etme mücadelesi” verirken; masa başında alınan kararların tek bir tümcesiyle “refaha ermiş” sayılmak bizimle alay etmek değil mi?
Bir toplumun düşüşü, aslında insanların birbirine avuç açmak zorunda bırakıldığı gün başlar. Çocukların beslenme çantası boş kaldığında, sofraya bir tabak eksik konduğunda, insanların yüzündeki utanç ve çaresizlik görmezden gelindiğinde başlar. Bugünün Türkiye’sinde düşen yalnızca fiyatlar değil; adalet duygumuz, eşitlik umudumuz, kardeşlik enerjimizdir…
Ama düşmek her zaman bitiş değildir. Yere düşen, doğrulmayı bilen için yeniden ayağa kalkma gücüdür. Bugün bu ülkenin çalışanları, emeklileri, kadınları, gençleri gerçeklerin üzerine titreyen bir ses çıkarıyorsa; bu ses, yarın ayağa kalkacağımızın da işaretidir.
Bize düşen, bu “düşüş” masalını kabul etmek değil; gerçeklerin yüzüne ışık tutmak. Çünkü gerçekler düştüğü yerden kalkar… Yeter ki onu kaldıracak irade, cesaret , kararlılık ve dayanışma hep birlikte büyüsün.
Zeki BAŞTÜRK
BİRLEŞİK EMEKLİLER SENDİKASI



























