Ertuğrul, Kadın Cinayetleri ve Çocuk İstismarını Gündeme Taşıdı

CHP Zonguldak Milletvekili Eylem Ertuğ Ertuğrul, TBMM kürsüsünden Zonguldak’ın Çaycuma ilçesinde günlerdir toplumun vicdanını yaralayan, kadın ve çocuklara yönelik şiddet, cinayet ve istismar vakalarını gündeme getirdi. Ertuğrul,  yaptığı konuşmada, yaşananların birer tesadüf değil sistematik bir ihmal ve devlet başarısızlığı olduğunu vurguladı.

CHP Zonguldak Milletvekili Meclis Kürsüsünde Çaycuma’daki Kadın Cinayetleri ve Çocuk İstismarını Gündeme Taşıdı

Zonguldak Çaycuma’da İnsanlık Onurunu Sarsan Olaylar

CHP Zonguldak Milletvekili Eylem Ertuğ Ertuğrul, TBMM kürsüsünden Zonguldak’ın Çaycuma ilçesinde günlerdir toplumun vicdanını yaralayan, kadın ve çocuklara yönelik şiddet, cinayet ve istismar vakalarını gündeme getirdi. Ertuğrul,  yaptığı konuşmada, yaşananların birer tesadüf değil sistematik bir ihmal ve devlet başarısızlığı olduğunu vurguladı.

Caydırıcı Cezaların Eksikliği, Şiddeti Teşvik Ediyor

Ertuğrul konuşmasında, “Caydırıcı bir ceza almamış ilk suçtan daha cesaret verici bir şey yoktur.” İfadelerini kullanarak cinayet zanlılarının daha önceki suçlarından dolayı etkili bir ceza almamasının, suçlulara cesaret verdiğini, caydırıcı cezalar olmadığı sürece bu tür olayların önüne geçilemeyeceğini vurguladı.

Erken Yaşta Evlilik ve Çocuk Doğumları Alarm Veriyor

Ertuğrul konuşmasında, “Bu mecliste tecavüzcüyle evlendirme yasası görüşüldü” ifadelerini kullanarak 2002-2018 yılları arasında 18 yaş altı 440 bin çocuk doğum yaparken, bunların büyük kısmının tecavüz sonucu gerçekleştiğini belirtti. Aile Bakanlığı’nın skandal açıklamaları ve mevcut politika anlayışının şiddet olaylarını önlemede başarısız olduğunu; kolluk kuvvetleri ve sosyal hizmetlerin mağdurların yanında değil engelleyici bir bariyer haline geldiğine dikkat çekti.

Bu Meclis Kadınların ve Çocukların Ölümüne Seyirci Kalamaz

Ertuğrul konuşmasında iktidar sıralarına seslenerek; “Türkiye Cumhuriyeti, kadın cinayetlerinde ve çocuk istismarında dünyanın en kötü örneklerinden biri haline geldi. Memnun musunuz bu durumdan? Bu, toplumsal bir felakettir!” dedi. Bu karanlık tabloya sessiz kalmanın mümkün olmadığını, sorumluluk alınması gerektiği dile getirerek “Narin, Rojin, Ahmet… Onlar sadece isim değil, bu karanlığın, bu ihmalin ve bu şiddetin simgeleridir.” ifadelerini kullandı.

23.10.2025 – TBMM GENEL KURULU YENİ YOL GRUBU GRUP ÖNERİSİ ÜZERİNE CHP GRUBU ADINA ZONGULDAK MİLLETVEKİLİ EYLEM ERTUĞ ERTUĞRUL

Zonguldak’ımızın Çaycuma ilçesinde günlerdir gündemde yer alan tüm Türkiye’nin vicdanını kanatan, ahlakını sorgulatan, insanlık onurunu yerle bir eden trajedilerden de bahsetmek istiyorum. Sosyal belediyecilik anlayışıyla örnek gösterilen, Filyos Vadisi Projesi’yle enerji ve kalkınma potansiyeli taşıyan Çaycuma’nın bugün kadın cinayetleriyle anılıyor olmasından derin bir üzüntü duyuyorum; çünkü bu tablo, ekonomik gelişmenin tek başına toplumsal ilerlemeyi getirmediğini acı biçimde gösteriyor.

Zonguldak’ın Çaycuma ilçesinde bir su kuyusunda genç bir kadının cansız bedeni bulundu. Sonradan ortaya çıktı ki, cinayet şüphelisi kişi daha önce 1’i kadın 2’si çocuk toplam 5 kişiyi öldürmüş ama dışarıda geziyormuş.

Neden biliyor musunuz?

Çünkü caydırıcı bir ceza almamış ilk suçtan daha cesaret verici bir şey yok da ondan.

Yine başka bir olayda, 16 yaşındaki bir çocuk hastaneye karın ağrısı şikayetiyle gitti ve doğum yaptı.

Sayın Milletvekilleri,

2002-2018 arasında 18 yaş altı 440 bin çocuk doğum yapmış, bunların 15.937'si 15 yaşın altında ve tecavüz sonucu.

2007-2017 arası devlet izniyle evlendirilen çocuk sayısı 482.908.

Neden biliyor musunuz?

Çünkü bu mecliste tecavüzcü ile evlendirme yasası konuşulabildi de ondan.

Bir Aile Bakanı, çocuk cinsel istismarında ‘bir kereden bir şey olmaz’, ‘çocuklarınıza çığlık atmayı öğretin’ dedi de ondan.

Bir kayınpeder av tüfeğiyle gelinini vurdu.

Elini kolunu sallayarak berbere gitti traşını oldu.

Neden? Tekrar söylüyorum. Çünkü caydırıcı ceza almamış ilk suçtan daha cesaret verici bir şey yok da ondan.

Çünkü aile içi şiddet dediğimiz her vahim olaya “aile içinde olan aile içinde kalır” dediniz de ondan.

Bunlar sadece birkaç haber değil, bir utanç tablosudur. Narin, Rojin, Ahmet… Onlar sadece isim değil, bu karanlığın, bu ihmalin ve bu şiddetin simgeleridir.

Siz verileri gizlemekten, faili kim olduğuna, kimi tanıdığına göre kayırmaktan daha akılcı metotlar bulmadığınız sürece de bu simgelere her gün yenisi ekleniyor eklenecek.

Kadınların katledildiği, çocukların istismar edildiği bir ülkede “her şey yolunda” diyenler, bu milletin vicdanıyla alay ediyorlar. Bizim görevimiz; o sesi susturmak değil, o sesi duyurmak ve hesap sormaktır. Bu Meclis, kadınların ve çocukların yaşam hakkını korumak için güçlü bir irade ortaya koymazsa, tarih önünde de hesap vermeye hazır olmalıdır.

Haber :