Yeni Yıla Girerken: Hukuk, Barış ve Ortak İnsanlık Umudu

Ey insanlık,

bir yıl daha kapanırken, takvim yapraklarının ardında kalan sadece günler değil; yaşadıklarımız, sustuklarımız ve umutlarımızdır. Yeni bir yıla girerken sana şunu hatırlatmak isterim: Barış, güçlü olanın lütfu değildir. Barış; hukukun, adaletin ve vicdanın sessiz ama ısrarlı yürüyüşüdür. Tarih, bize defalarca şunu fısıldar: Hukuk geri çekildiğinde yalnızca kurumlar değil, insanın onuru da gölgede kalır. Demokrasi ise ancak hukukla birlikte nefes alır; onsuz kaldığında, çoğunluğun sesi hakikati bastıran bir gürültüye dönüşür.

Bugün dünyada ve Türkiye’de ihtiyaç duyduğumuz şey, yüksek sesli sloganlar ya da geçici coşkular değildir. İhtiyacımız olan; insanı merkeze alan, akılla vicdanı yan yana getiren bir ortak bilinçtir. Hukuk, soğuk bir metin değil; birlikte yaşama iradesinin, güven duygusunun ve barış umudunun yazıya dökülmüş hâlidir. O metin aşındığında, toplumlar yavaş yavaş susar, kalabalıklar içinde yalnızlaşır.

Ayrışmanın, öfkenin ve korkunun dili artık insanlığa ağır geliyor. Kimlikler, inançlar ve düşünceler üzerinden örülen her sert cümle, aramıza yeni duvarlar örüyor. Oysa barış, benzer olanların değil; farklı olanların birbirine bakabilme cesaretinden doğar. Dayanışma, sadece zor zamanlarda hatırlanan bir teselli değil; ortak geleceğe verilen sessiz ama güçlü bir sözdür. Hukukun herkesi eşit koruduğu, gücün sınırlandığı ve insan onurunun tartışmaya açılmadığı bir düzen, barışın en sağlam toprağıdır.

Bu yeni yılda insanlığa; daha dayanışmacı, daha barışçıl, daha adil bir yol diliyorum. Umudun saf bir iyimserlik değil, bilinçli bir direniş olduğunu yeniden hatırladığımız; sevginin, saygının ve hukukun el ele yürüdüğü bir yıl olsun. Korkuların değil, ortak insanlık değerlerinin konuştuğu bir geleceği kurmak hâlâ mümkün. Ve bu imkân, hâlâ bizim ellerimizde.

Yeni yılın kutlu olsun ey insanlık;

vicdanın yol gösterdiği, hukukun koruduğu,

barışın ve umudun çoğaldığı bir yıl olsun.

Saygılarımla

Sefa Yürükel