Mudanya Mütarekesi 102. Yılını kutluyoruz.
Mudanya Mütarekesi Emperyalizmin Türk Ulusu'na teslim oluş belgesidir.
Haber giriÅŸ tarihi : 11-10-2024 | 09 : 07 07
Haber güncelleme tarihi : 11-10-2024 | 09 : 07 07
MUDANYA MÜTAREKESİ EMPERYALİZMİN TÜRK ULUSU’NA TESLİM OLUÅž BELGESİDİR.
Mudanya Mütarekesi’nin (AteÅŸkes AntlaÅŸması) 102. yılını kutluyoruz.
9 Eylül 1922’de İzmir rıhtımında zafere ulaÅŸan büyük ve kutsal savaÅŸ, 11 Ekim 1922 sabahı Mudanya’da ilk siyasal meyvesini alıyordu.
Sonuçları kısa sürede ortadan kalkan 1739 Belgrad AntlaÅŸması hariç tutulursa, 1699 Karlofça AntlaÅŸması’ndan itibaren Türk Ulusu, 223 yıl boyunca hiçbir görüşme masasından başı dik kalkamamıştı. Oysa ÅŸimdi İsmet PaÅŸa emperyalizmi masada da yeniyordu.
Bazı tarih cahilleri; Kars’tan DoÄŸubayazıt’a Ruslar’la, Pontus ve Ermeni çeteleriyle yıllar süren savaÅŸların ardından önce 3 Aralık 1920 Gümrü ve sonra 16 Mart 1921 Moskova AntlaÅŸması ile kapanan DoÄŸu Cephesi’ni, “Gazi”, “Kahraman” ve “Åžanlı” unvanlarını kazanmış Antep, MaraÅŸ ve Urfa’nın Åžahin Bey’le, Sütçü İmam’la, Ali Saip (UrsavaÅŸ) Bey’le Fransız iÅŸgaline karşı destansı direniÅŸlerinin sonunda 20 Ekim 1921 Ankara AntlaÅŸması ile kapanan Güney Cephesi’ni, Kuvayı Milliye’nin ilk kıvılcımını ateÅŸleyen Adana Kuvvacılarının -Pozantı’da terk edilmiÅŸ bir tren vagonunda gizlice basıp dağıttıkları bugün 104 yaşındaki Milli Mücadele’nin ilk ve dünyanın en eski gazetelerinden biri olan- Yeni Adana’sını, Antalya’dan Konya’ya uzanan Kilikya İtalyan iÅŸgalini ve Anadolu’nun her yerindeki İngiliz’i görmezden gelip “Yunan Harbi” diye basitleÅŸtirmeye, hatta kimi densizler “Tek KurÅŸun Atmadık” dalaleti ile yok saymaya çalışsa da Ulusal KurtuluÅŸ Savaşımız aslında, Türk Ulusu’nun Batı Emperyalizmi ile kanlı ve kesin hesaplaÅŸmasıdır. Mudanya Mütareke masası da bu hesaplaÅŸmanın taraflarını apaçık göstermektedir.
Bursa’nın bu ÅŸirin sahil ilçesinde, 1937 yılından beri “Mütareke Müzesi” olarak korunan tarihi binada görüşmelerin yapıldığı mermer masa aynen durmakta ve görüşmeciler balmumu heykellerle tasvir edilmektedir. Masanın baÅŸkanlık makamındaki Ankara Hükümeti temsilcisi İsmet PaÅŸa’nın karşısında oturanlar İngiliz Temsilcisi General Harrington, Fransız Temsilcisi General Charpy ve İtalyan Temsilcisi General Mombelli’dir. Emperyalizm tarafından Anadolu’ya sürülen Yunanistan temsilcisi Mazarakis ise, Türk tarafı katılmasını kabul etmediÄŸinden açığa demirlemiÅŸ savaÅŸ gemisinde beklemektedir.
ATEŞKES ANTLAŞMASINDA YUNANİSTAN İMZASI YOKTUR!
15 Mayıs 1919 günü zafer çığlıklarıyla İzmir rıhtımına çıktıklarında gazeteci Hasan Tahsin’in ilk kurÅŸunu ile karşılanan Yunan kuvvetleri, 3 yıl sonra yine İzmir rıhtımında denize dökülmüştür.
Savaşların ardından kalıcı barış antlaşmalarına kadar geçerli olacak mütarekeler (ateşkes antlaşmaları) savaşan devletlerarasında yapılır. Türk Ordusu piyon Yunan Ordusu ile savaşırken aynı zamanda destekçileri olan diğer işgalciler, İngiltere, Fransa ve İtalya ile de mücadele etmiş ve ateşkes antlaşmasını da doğal olarak bu emperyalistlerle yapmıştır.
Åževket Süreyya Aydemir’in “Mudanya Konferansına Mudanya Savaşı demek hatalı olmasa gerektir” sözleriyle tanımladığı, zaman zaman masaya yumrukların indiÄŸi yaklaşık 9 gün süren sert tartışmaların ardından 11 Ekim 1922 sabahı saat 06 00 da anlaÅŸma saÄŸlanmış, imzalar atılmıştır.
AntlaÅŸmada Trakya’daki iÅŸgalin sona erdirileceÄŸi belirtilmektedir, ama altında iÅŸgalci Yunanistan’ın imzası yoktur. İsmet PaÅŸa bunu muhataplarına sorduÄŸunda General Harrington, bir sakıncası olmadığını, esasen antlaÅŸmayı uygulama sorumluluÄŸunun kendilerine ait olduÄŸunu söylemiÅŸtir. Tek başına bu yanıt bile; vatanımızı esas iÅŸgal edenlerin kimler olduÄŸunun, Türk Ulusu’nun kimlerle savaÅŸtığının ve kimleri yendiÄŸinin açık itirafıdır. Yani, Mustafa Kemal PaÅŸa ve Türk Ulusu, 3 yıl 3 ay 22 gün süren Milli Mücadele’nin sonunda, amaçları Türk’ü vatanından Asya steplerine sürmek ya da yok etmek olan emperyalistleri teslim almıştır.
MÜTAREKENİN ASKERİ VE SİYASAL SONUÇLARI
Mudanya Mütarekesi’nin çok önemli askeri ve siyasal sonuçları oldu.
İzmir’in kurtuluÅŸundan, Mudanya Mütarekesi’ne kadar geçen 1 ayda ilerleyiÅŸini sürdüren Türk Ordusu, Mütarekenin ardından Anadolu’da iÅŸgal altında bulunan bölgeleri, Misakı Milli kararlarına uygun olarak -küçük istisnalar dışında- iÅŸgalden kurtardı. 15 Ekim 1922’de yürürlüğe giren Mütareke uyarınca DoÄŸu Trakya 15 gün içinde boÅŸaltıldı, 30 gün içinde Türk makamlarına devredildi. İstanbul ve BoÄŸazlar da mülki idaremizce teslim alındı. (Ancak İstanbul ve BoÄŸazlarda bulunan itilaf kuvvetleri, kesin barış antlaÅŸmasına kadar arttırılmaksızın kalabileceklerdi.)
Atatürk’ün kurduÄŸu Gazi Meclis’in BaÅŸkanlık makamını bir süre iÅŸgal eden -ne talihsizlik- bir ÅŸahsın, kadın, erkek ve çocuk binlerce ÅŸehit ve Ulusun büyük özverisiyle kazanılan bu muhteÅŸem zafer için “Tek KurÅŸun Atmadık” inkârı içimizi acıtsa da, aslında Kemalist Devrimciler Tek KurÅŸun Atmadan öyle inanılmaz iÅŸler baÅŸarmışlardır ki, hayran olmamak olanaksızdır. Trakya, Diplomat İsmet PaÅŸa’nın dirayetli tutumu ile Tek KurÅŸun Atılmadan kurtarılmış, İstanbul’daki 5 yıllık emperyalist iÅŸgal Tek KurÅŸun Atılmadan 6 Ekim 1923’de sonlandırılarak Fatih Sultan Mehmet’in emaneti yeniden Türk yurdu olmuÅŸ, geçici statü uygulanan BoÄŸazlar ve Marmara egemenliÄŸimiz 1936’da yine bir Atatürk dehası ürünü olan Möntrö BoÄŸazlar SözleÅŸmesi’yle Tek KurÅŸun Atılmadan kazanılmış, keza 1939’da Hatay da yine Tek KurÅŸun Atılmadan Anavatan’a katılmıştır.
Mudanya Mütarekesi’nin siyasal sonuçları da çok önemlidir. “Yenilmez” denilen emperyalistler Kemalistler’e yenilmiÅŸler, yüz yıldır bir türlü hazmedemedikleri bir hezimete uÄŸramışlar, “EÅŸkıya” dedikleri Mustafa Kemal PaÅŸa önderliÄŸindeki Türk Ulusu’nun zaferini kabullenmek zorunda kalmışlardır. Bir diÄŸer önemli siyasal sonuç da, barış konferansı davetçileri 1. Dünya Savaşı galip devletlerinin Lozan’a muzaffer TBMM temsilcileri ile birlikte iÅŸgal döneminde tam bir teslimiyet içinde davranan, dayattıkları Sevr AntlaÅŸmasını kabullenen, Milli Mücadele’ye karşı çıkan, Mustafa Kemal PaÅŸa ve arkadaÅŸlarını idama mahkûm eden İstanbul Hükümetini de davet etmeleri üzerine gerçekleÅŸmiÅŸtir. Galip Ankara’nın gücünü kırma amaçlı bu emperyal küstahlık üzerine kaçınılmaz büyük devrim hızlanmış ve 1 Kasım 1922’de Saltanat kaldırılmıştır. Konunun Meclis görüşmelerinde ortak komisyon toplantısının uzaması üzerine, önündeki sıranın üzerine fırlayan Büyük Atatürk’ün yaptığı konuÅŸma tarihi önemdedir ve tüm kulaklara küpe olmalıdır:
“Efendiler; hâkimiyet ve saltanat hiç kimsece hiç kimseye, ilim icabıdır diye müzakereyle, münakaÅŸa ile verilemez. Hâkimiyet ve saltanat kuvvetle, kudretle ve zorla alınır. OsmanoÄŸulları zorla Türk Milletinin hâkimiyet ve saltanatına vaziülyed olmuÅŸlardı. Bu tasallutlarını altı asırdan beri idame eylemiÅŸlerdir. Åžimdi de, Türk Milleti bu mütecavizlerin hadlerini ihtar ederek, hâkimiyet ve saltanatını isyan ederek kendi eline bilfiil almış bulunuyor. Bu bir emrivakidir. Mevzubahis olan, millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız meselesi deÄŸildir. Mesele zaten emrivaki olmuÅŸ bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu behemehal olacaktır. Burada içtima edenler, meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, hakikat yine usulü dairesinde ifade olunacaktır, fakat ihtimal bazı kafalar kesilecektir."
Saltanatın kaldırılmasının ardından BMM kararı ile zaten tarihe hain olarak kaydedilmiÅŸ son Osmanlı PadiÅŸahı Vahdettin 17 Kasım 1922 sabahı İngiltere’ye sığınarak Malaya zırhlısı ile vatanından kaçacak, ihanetini perçinleyecekti. Bugün Vahdettin’in hain olmadığını söylemek, Mustafa Kemal Atatürk’e, Büyük Millet Meclisi’ne ve KurtuluÅŸ Savaşı önderlerine saldırmanın bir baÅŸka yoludur, tarihi gerçekleri reddederek düzmece tarih yazma çabasıdır ve elbette nafiledir. Daha açık söylemek gerekirse; Atatürk’ün henüz savaÅŸ sürerken Meclis konuÅŸmalarında defalarca hain olduÄŸunu tutanaklara geçirdiÄŸi, “Saltanat ve hilafet mevkiini iÅŸgal eden Vahdettin, soysuzlaÅŸmış, ÅŸahsını ve yalnız tahtını temin edebileceÄŸini tahayyül ettiÄŸi alçakça tedbirler araÅŸtırmakta...” dediÄŸi, TBMM’nin yasa ile hain olduÄŸunu saptadığı Vahdettin için 100 yıl sonra “Vahdettin asla hain deÄŸildir” demek, “Atatürk ve TBMM yalan söylemiÅŸtir” demektir ki, bu kimsenin haddi de, hakkı da deÄŸildir. Herkes milyonların kanı ve canı ile yazılmış tarihe saygılı olmalı ve hiç unutmamalıdır; Tarih bilimdir, asla nankör deÄŸildir, saplantılarla, hezeyanlarla, siyasi çıkar hesaplarıyla deÄŸiÅŸmez, deÄŸiÅŸtirilemez.
Atatürkçü Düşünce DerneÄŸi olarak; Mudanya Mütarekesinin 102. yıldönümünde Mustafa Kemal Atatürk ve Kuvayı Milliye Kahramanlarımız ile, görüşmelerin kararlı diplomatı İsmet PaÅŸa’yı saygı ve minnetle anıyor, Åžehit ve Gazilerimizin aziz hatıralarını şükranla yad ediyor, Yeniden Atatürk Cumhuriyeti hedefine ulaÅŸma kararlılığımızı bir kez daha kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ GENEL MERKEZİ
Haber :
BES

Dünyadan
Çok Okunanlar
» Henüz BUGÜN Haber Görünmüyor