Temiz havayı solumak istiyoruz!!
Kdz.Ereğli Çevre Platformu'nun ( KERÇEP ) '' Ereğli halkı kent sakini değil, bu kentin asla değişmeyecek olan tek sahibidir. Ne ERDEMİR'den vazgeçeriz nede bu şehri terk ederiz. Bizler ivedilikle sağlığımızın güvence altına alınması talebinde bulunmaktayız. ''
Haber giriÅŸ tarihi : 06-10-2024 | 13 : 25 24
Haber güncelleme tarihi : 06-10-2024 | 13 : 25 24
Kdz.Ereğli Çevre Platformu'nun ( KERÇEP ) '' Ereğli halkı kent sakini değil, bu kentin asla değişmeyecek olan tek sahibidir. Ne ERDEMİR'den vazgeçeriz nede bu şehri terk ederiz. Bizler ivedilikle sağlığımızın güvence altına alınması talebinde bulunmaktayız. '' diyerek 05/Ekim/2024 Cumartesi günü Saat: 16.00 da Ereğli sahili süs havuzunda başlattıkları ve HER HAFTA CUMARTESİ günleri aynı saatte sürdürecekleri forum ilk hafta fazla katılım olmasada her hafta bu sayının katlanarak artacağından hiç şüphemiz yoktur. ''
KERÇEP, HER CUMARTESİ SAAT. 16.00 DA ÇEVRE VE HALK SAĞLIĞINI, ÇOCUKLARIMIZI VE GELECEĞİMİZİ, VATANDAŞLARI VE KENTİN HAKLARINI KONUŞMAK İÇİN KDZ.EREĞLİ SAHİLİ SÜS HAVUZUNUN YANINDA SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI VE HALKLA BULUŞMAYA DEVAM EDECEK.
Forumun moderatörü Cihangir Amca, açılış konuÅŸmasına Nazım Hikmet’in Ellerinize ve Yalana Dair” ÅŸiirini okuyarak baÅŸladı.
ELLERİNİZE VE YALANA DAİR
Bütün taşlar gibi vekarlı,
hapiste söylenen bütün türküler gibi kederli,
bütün yük hayvanları gibi battal,
ağır ve aç çocukların dargın yüzlerine benziyen elleriniz.
Arılar gibi hünerli hafif, sütlü memeler gibi yüklü,
tabiat gibi cesur
ve dost yumuşaklıklarını haşin derilerinin altında gizliyen
elleriniz.
Bu dünya öküzün boynuzunda değil,
bu dünya ellerinizin üstünde duruyor.
Ve insanlar,
ah, benim insanlarım,
yalanla besliyorlar sizi, halbuki açsınız, etle, ekmekle beslenmeğe muhtaçsınız.
Ve beyaz bir sofrada bir kere bile yemek yemeden
doyasıya,
göçüp gidersiniz bu her dalı yemiş dolu dünyadan.
İnsanlar, ah, benim insanlarım,
hele Asyadakiler, Afrikadakiler,
Yakın Doğu, Orta Doğu, Pasifik Adaları
ve benim memleketlilerim,
yani bütün insanların yüzde yetmişinden çoğu,
elleriniz gibi ihtiyar ve dalgınsınız,
elleriniz gibi meraklı, hayran ve gençsiniz.
İnsanlarım, ah, benim insanlarım,
Avrupalım, Amerikalım benim,
uyanık, atak ve unutkansın ellerin gibi,
ellerin gibi tez kandırılır,
kolay atlatılırsın...
İnsanlarım, ah, benim insanlarım,
antenler yalan söylüyorsa,
yalan söylüyorsa rotatifler,
kitaplar yalan söylüyorsa,
duvarda afiş, sütunda ilan yalan söylüyorsa,
beyaz perdede yalan söylüyorsa çıplak baldırları kızların,
dua yalan söylüyorsa,
ninni yalan söylüyorsa,
rüya yalan söylüyorsa,
meyhanede keman çalan yalan söylüyorsa,
yalan söylüyorsa umutsuz günlerin gecelerinde ayışığı,
ses yalan söylüyorsa,
söz yalan söylüyorsa,
ellerinizden baÅŸka herÅŸey
herkes yalan söylüyorsa,
elleriniz balçık gibi itaatli,
elleriniz karanlık gibi kör,
elleriniz çoban köpekleri gibi aptal olsun,
elleriniz isyan etmesin diyedir.
Ve zaten bu kadar az misafir kaldığımız
bu ölümlü, bu yaşanası dünyada
bu bezirgan saltanatı, bu zulüm bitmesin diyedir.
Nazım HİKMET
Cihangir Amca ;
“EreÄŸli EreÄŸli halkı üç yılda 590 gün zehirli hava soludu.
Peki! Bunun kaynağı ne?
Kim?
Erdemir Genel Müdürüne göre Erdemir değil. Çünkü ona göre Erdemir çevreyi ve havayı kirletmiyor. Peki! Biz neden ölüyoruz o zaman sayın genel müdür?
Çok merak ediyorum? Erdemir genel müdürü gittiği cenazelerde ölüm sebebinin kanser vakası olduğunu öğrendiğinde cenaze sahiplerinin karşısında utanıyor mu?
Ya da! Helalleşebiliyor mu? O cenaze namazında, hoca sual sorduğunda?
Cüruf taşeronda, rant her yerde, zehir sularımızda, köylerimizde!
Cürufun insan sağlığına zararlı kimyasal madde olduğu TÜBİTAK tarafından onaylandı! Buna rağmen cüruf taşeron aracılığıyla Erdemir dışına çıkarılıyor ve işgüzar muhtarlar tarafından sokaklara, köylere toz malzemesi olarak dökülüyor.
Hatta bu cüruflar ile köylerde futbol sahaları bile yapılıyor. Sonra bu cürufların zehirli kimyasalları yağmur suları ile içme sularımıza karışıyor.
Ereğli'de bir gazetenin kıymetli bir gazetecisi çok güzel bir haber yaptı. Bu habere göre Ereğli 2004'te sosyo-ekonomik gelişmişlik olarak 61 ili gerisinde bırakarak 32. sırada yer alıyor.
Peki! 18 yıl sonra ne olmuş? Ereğli 18 yıl sonra ne yazık ki 199. sıraya gerilemiş.
Bu süreçte Ereğli hep geriye giderken Erdemir sürekli büyümüş gelişmiş. Sözümüz yok! Gurur duyarız. Fakat soruyoruz! Hani birlikte büyüyecektik?
Havasını, suyunu, ormanını, denizini, hayvanlarını mahvettiğiniz Ereğli'ye bir gram faydanız oldu mu? Gazetecinin yaptığı haberler de kanıtlıyor ki! HAYIR!!
Aslında bu çevre, üretim ve madencilik arsızlığındaki fütursuzluk ve ihanet cesareti kadınlarımız, hayvanlarımız, çocuklarımız, işçilerimiz, emeklilerimiz, emekçilerimiz, öğretmenlerimiz, sağlıkçılarımız ve hayatın her alanında var. İşte asıl sorgulamamız gereken şey budur sevgili dostlar. Nereden alıyorlar bu cesareti.
KERÇEP’in 24 bileÅŸeni ve 110 gönüllü üyesi var. Tüm bileÅŸen ve gönüllüleri göreve davet ediyoruz. Hep birlikte sesimizi yükseltmeye çağırıyoruz.
Arkadaşlar bu çağrıya kulak vermek, sesimizi yükseltmek şimdi değilse ne zaman olacak?
Ereğli, Alaplı ve çevre köylerdeki tüm canlılar nefes alamayacak duruma geldiğinde mi? SORUYORUZ!!
Bizler, duyarlı olan herkesi her hafta Cumartesi günü saat 16.00'da burada buluşmaya davet ediyoruz. Sevgili dostlar! Çok geç olmadan duyun sesimizi, duyurun sesinizi!!
Bu hava ve çevre kirliliği ilk önce kimleri etkiliyor biliyor musunuz dostlar?
İlk olarak Erdemir'de çalışan işçi kardeşlerimizi, emekçilerimizi etkiliyor!
Birçok işçi kardeşimizi çalışırken veya emekli olduktan kısa süre sonra solunum yolları hastalıklarından, kalp krizinden ve kanserden kaybettik veya bazılarının tedavileri sürüyor.
BİZLER SAĞLIKLI HAVAYI SOLUYARAK YAŞAMAK İSTİYORUZ. PİSİPİSİNE ÖLMEK KADERİMİZ OLMAMALI!!
ÇEVREYİ KİRLETMEDEN, HALKIN SAÄžLIÄžINA ZARAR VERMEDEN ÜRETİM YAPMAK ZOR OLMASA GEREK.’’
CHP’den milletvekili aday adayı olan ve Foruma katılanlardan Türkan EryiÄŸit çevre kirliliÄŸinin son bir yılda daha da çoÄŸaldığına dikkat çekerken, dalından koparıp bir meyve bile yiyemediklerini ifade ederek;
“Hastaneye insanlar sürekli olarak, solunum yetmezliÄŸi ÅŸikayetiyle gidiyor. Evlerimizin cam kenarlarında biriken siyahlıklar 1 senedir daha da çoÄŸaldı. Önceleri bu kadar çok deÄŸildi ama 1 senedir arttı, sil sil gene aynı o camlardan simsiyah su akıyor. Bunun sebebi neyse çözüm bulunması gerekiyor. Ben bahçe yapıyorum kendi doÄŸal suyumu kullanıyorum gene de onları yıkarken beyaz sirke kullanıyorum üzerlerindeki zehir gitsin diye. Dalından koparıp meyveyi yiyemez hale geldik. Bütün bunlar olurken nasıl sessiz kalmamız beklenir ki! Çünkü ben 10 senedir o evde oturuyorum, eskiden de oluyordu hafif siyahlık ama bu bir senedir hele hele son dört aydır tamamen siyahlaÅŸtı resmen zehir soluyoruz. AkÅŸam siliyorum sabah siliyorum camları, bıktım artık zaten silmeyi bıraktım hortumla yıkıyorum. Nimet İlköğretim’in orada oturuyorum, direk pislik bize geliyor. Ama çok üzgünüm EreÄŸli’nin havası bu kadar kirliyken bizim halkımız nerede? Neden sesleri çıkmıyor? Bu kadar da korkak olunmaz ki!! EreÄŸli’nin pis havasını soluyan bu kadar bir avuç insanmıyız yani.’’
Kdz. Ereğli Tarih Doğa ve Kültürünü Yaşatma Derneği başkanı Aydın Erol;
“Yalan rüzgarı ile kandırılıyoruz” dedi ve Erdemir’in EreÄŸli’nin havasını, suyunu, toprağını kullanırken vergi bile ödememesini eleÅŸtirdi. “Halka açık bir ÅŸirket Erdemir’in faaliyet raporlarına baktığımız zaman sürdürülebilir üretim internet sitesine baktığımız zaman temiz üretim yani bir yalan rüzgarıyla karşı karşıyayız. Her ÅŸey yalan. Gerçek burada bizim gözlerimizin gördüğü yerde gerçek. Dolayısıyla bu kıymetli toplantıyı çok önemsiyorum. Halkın desteklemediÄŸi hiçbir ÅŸey baÅŸarılı olamaz dolayısıyla en son bu endüstriyel bölge ilan edilmesiyle beraber EreÄŸli’nin boynuna atılmış bir ilmek EreÄŸli’yi boÄŸan bir sistemdir. Havasını suyunu toprağını kullanacak ama hiçbir ÅŸey vermeyeceksiniz ve EreÄŸli’ye de kamu adına hiçbir vergi ödemeyeceksiniz böyle bir ÅŸey yok yani. Onun için hep birlikte mücadeleye devam.”
EtkinliÄŸe katılan CHP’nin Zonguldak Milletvekillerinden Eylem ErtuÄŸrul;
“Siyaset yapmak istemiyoruz ama siyaset maalesef her ÅŸeyin göbeÄŸinde var. Özellikle Batı Karadeniz ormanlarına baktığınız zaman, yakın zamanda verilen ruhsatlara baktığınız zaman binlerce yıllık bir süreçte oluÅŸmuÅŸ kaliteli ormanlarımızın talan edilmeye çalışıldığını görüyoruz. Åžimdi biz bugün burada EreÄŸli grubu olarak toplandık ama Türkiye’nin dört bir tarafında maalesef çevre tahribatı artarak devam ediyor. Ama ÅŸunu da görüyoruz ki yine Türkiye’nin dört bir tarafında duyarlı vatandaÅŸlar aynı ÅŸekilde direnmeye devam ediyor. Biz de senelerdir olduÄŸu gibi daha önce pek çok bölgemizle ilgili iÅŸte KöseaÄŸzı bölgesindeki problemler için, Kireçlik Termik Santrali için nasıl bir araya gelip mücadele verdiysek bölgemizin en azından talan edilmesine elimizden geldiÄŸince engel olmaya da çalışıyoruz. Åžimdi yakın süreçte yaÅŸadığımız özel endüstri bölgesi ilan edilme süreci var. Buradaki bakış açışının çok doÄŸru olmadığını düşünüyorum ÅŸuanda, yani Erdemir Özel Endüstri Bölgesi olacak, EreÄŸli’ye para vermeyecek, EreÄŸli’nin maddi kaybı olacak böyle bir ÅŸey yok, Erdemir sen EreÄŸli’ye parayı öde EreÄŸli’nin çevresini havasını kirlet, EreÄŸli’nin saÄŸlığını boz, EreÄŸli’nin çevre ÅŸartlarını boz ama parayı öde! Öyle bir anlayış da yok. Para ayrı bir mevzu ama biz hepimiz ÅŸunun farkındayız bir saÄŸlıkçı olarak da ben hepinizden biraz daha fazla ilgileniyorum, daha fazla bilgiye sahibim. Bölgemizdeki artan solunum yolu hastalıklarını, kanserli insanları tedavi edebilmek için ve bölgemizdeki eksik olan saÄŸlık hizmetlerini tamamlamak adına ülkenin dört bir yanında baÄŸlantılarımızı kullanarak yardımcı olmaya çalıştık. Bunların hep içinde yaÅŸadık ve bu süreçte ÅŸunu gördük saÄŸlık gittikten sonra parayla geri getirmek çoÄŸu zaman maalesef mümkün olmuyor. O yüzden şöyle bir anlayışımız olmamalı, hadi Erdemir özel endüstri bölgesi olma süreci devam ediyor ve sonunda iptal oldu! Ne olacak o zaman Erdemir EreÄŸli Belediyesine ödemesi gereken vergileri versin ve havamızı da kirletmeye devam etsin mi diyeceÄŸiz, öyle bir anlayışı kabul etme ÅŸansımız var mı? Hayır yok. Olamaz da! Åžimdi ben Kestaneci tepede oturuyorum EreÄŸli’de olduÄŸum günlerde her sabah denizin üzerine bakıyorum elimde videoları da var ve burada neyi soluduÄŸumuzu çok net bir ÅŸekilde görüyorum. Balıkçılık yapan arkadaÅŸlar biraz denize açıldıktan sonra fabrikanın bu bölgeye neleri bıraktığını net bir ÅŸekilde görüyorlar. Ben gittim genel müdürle de görüştüm, bazı projeler var. Bu aşırı tozumanın ağırlıklı olarak kok fabrikasından kaynaklandığı belki filtrelerin teknolojilere uygun olması belki yeni bir kok fabrikasıyla birlikte bu tozuma oranının azalacağı ile ilgili projeleri var ama zaten kağıt üzerinde baktığınız zaman Erdemir çevre üzerindeki sanki bütün yükümlülüklerini yerine getirmiÅŸ gibi görünüyor. Hava kontrol istasyonlarına bakıyorsunuz yeterli ölçüm yapılmıyor bazı günlerde ölçüm sonuçları hiç yok. Bununla ilgili hukuki açıdan ne yapabilirim bölge milletvekili olarak soru önergesi veriyoruz kardeÅŸim ölçüm istasyonları yeterli deÄŸil burası sonuçta çok büyük bir sanayi tesisinin olduÄŸu bir ÅŸehir neden yeterli ölçüm yapılmıyor ve ÅŸeffaf bir ÅŸekilde bunlara cevap verilmiyor. Hiçbir ÅŸekilde yanıt yok. Üstü kapatılmaya çalışılıyor. Åžu an görevi başındaki mevcut Genel Müdür ‘’ yeÅŸil çelik projesi iddiası var ben diyor nisan ayında, kok fabrikasının yanında halka piknik yaptıracağım ‘’ diyor. İnÅŸallah yaptırabilir yani bundan çok büyük mutluluk duyarız. Bakacağız göreceÄŸiz ama ÅŸu bir gerçek arkadaÅŸlar hemen yakında saÄŸlık tesisimiz var bu saÄŸlık tesisinde filtreler var bunlar belli bir süre ile deÄŸiÅŸiyor. DeÄŸiÅŸmesi gerekiyor ve deÄŸiÅŸiyor ama bunların belli bir ömrü var mesela bu filtre 12 ay gidiyor ama son üç seneye dört seneye baktığınız zaman 28 gün 27 gün de filtreler tıkanıyor. Bu EreÄŸli’de tozumanın ne kadar arttığının ayda bir göstergesidir. Bu noktada hep ÅŸunu söylüyorum bu mücadeleleri orada yaÅŸayan insanlar sahiplenmediÄŸi sürece biz bir avuç duyarlı insan diyelim bu konularda efor sarf eden insan olarak bir arada kalırız sadece. Bunda da istediÄŸimiz baÅŸarıya ulaÅŸmamız imkansız. Ne zaman biz bu memlekette yaÅŸayan bilinçli, duyarlı halkı bu mücadelenin içerisine katarız iÅŸte o zaman baÅŸarılı oluruz. SaÄŸlık sorunu sadece burada toplanan bizlerin sorunu deÄŸil, bu toplumun sorunu, hepimizin sorunu. Tüm Türkiye içinde aslında söz konusu olan bu, tüm dünyada insanlar birlik içinde bu ÅŸekilde birleÅŸerek kitlesel hareket ediyor. Bu nokta da bir yandan hukuki mücadeleler sürecek ve diÄŸer yandan biz etrafımızdaki insanlara anlayacakları zamana kadar ısrarla, bıkmadan anlatacağız. Ama ÅŸunu da söylemeden geçmeyeyim acı bir gerçek ÅŸuan EreÄŸli’de yaÅŸayıp da meydana gelen hava kirliliÄŸinin farkında olmama gibi bir ihtimali var mı? Yok! Hiç mi balkon yıkamıyorsunuz? Hiç mi araba yıkamıyorsunuz? Hiç mi sahilde yürüyüşe çıkmıyorsunuz? Hiç mi baÅŸka bir ÅŸehre gittiÄŸinizde ne kadar rahat nefes alıp verdiÄŸinizi fark etmiyorsunuz? ”
Kdz. EreÄŸli’nin eski müftülerinden merhum Mehmet Ali ÇimenoÄŸlu'nun torunu Sezai ÇimenoÄŸlu, her sabah kıpkırmızı bir zehirin Erdemir’in üzerini kapladığına deÄŸinerek “Bu kadar insanı bir tekneye doldurup sabahın beÅŸinde, altısında durumu göstermek istiyorum. Denizci olarak her sabah bunu görüyorum ve her zaman kıpkırmızı bir duman kıpkırmızı bir zehir Erdemir üstünde ve böylece havada yayılıyor. “
KERÇEP Koordinatörlerinden Önder Öner hava kirliliÄŸini ölçen cihazın bulunduÄŸu alanında yanlış olduÄŸuna dikkat çekerek, EreÄŸli’de standartının 4-5 katı kirlilik olduÄŸuna deÄŸindi;
“EreÄŸli’deki hava kalitesini izleme istasyonu Kışla’da, hemen organize sanayi bölgesinin arkasında. Sadece 1 tane. EreÄŸli’nin en fazla havasının kirlendiÄŸi yer orası deÄŸil. Zonguldak’ta nüfusu EreÄŸli’den az olmasına raÄŸmen 6 tane var. Aslında Kepez vadisi olmalı. Her zaman görüyorsunuzdur, kirli hava buradan baÅŸlıyor kepez’e doÄŸru devam ediyor, çünkü Erdemir’in bütün yakma üniteleri, kok bataryaları, Sinter, yüksek fırınlar, çelikhanesi ayrıca ham madde stok alanları o vadide, oradan çıkan tozlaÅŸma daha fazla ve her tarafa yayılıyor. Normalde orada en az bir tane hava kalitesi izleme istasyonu olmalı. EreÄŸli’de Kadı Tarlasında da olması lazım Kandilli’de olması lazım Alaplı’da da olması lazım Gülüç’te olması lazım ama bir tane var. Ve EreÄŸli’de Türkiye’nin en büyük sanayi tesisinden bir tanesi olan Erdemir var. Erdemir’in içerisinde sanayi tipi hava kalitesini izleme istasyonunun olması lazım. Oradan çıkan sonuçların da halk ile paylaşılması lazım. Çünkü Erdemir’in çalışmasının bedelini hep birlikte ödüyoruz. Åžu anda ÅŸehrimizde 120 bin kiÅŸi yaşıyor. Yani 180 bin kiÅŸi köylerle Alaplı Akçakoca’yı da dahil edersek 250 bin kiÅŸiyi ilgilendiren ölçüm, en az etkileyen bir yerde kurulu. Bakınız biraz önce Cihangir de bahsetti şöyle bizim KERÇEP olarak yaklaşık 3,5 yıldır 3 yıl 9 ay boyunca takip ettiÄŸimiz hava kalitesi sonuçları var. Bunu hava kalitesi uluslararası ağından alıyoruz. 1365 günün 601 günü normal sınırlarının üzerinde yani burada yaÅŸayan insanlar tozlaÅŸmanın ağır olduÄŸu bir hava içerisinde yaşıyor. Yani yaÅŸamımızın yüzde 45 e yakın bir zaman diliminde saÄŸlığa zararlı bir havayı soluyoruz. DiÄŸer taraftan EreÄŸli’deki var olan kanser hastalarımızın oransal olarak deÄŸeri EreÄŸli dışındaki Zonguldak’ın 3 buçuk katı. Bakın hava kirliliÄŸi sonuçları kabul edilebilir seviyenin, normalde olması gerekenin 4 buçuk katı EreÄŸli’de. Kanser hastamız da EreÄŸli dışındaki Zonguldak’ın oransal olarak 3 buçuk katı. Yani bunlar arasındaki iliÅŸki birebir var. DiÄŸer taraftan Kerçep’in EreÄŸli’de yaptığı anketlere göre iki aileden birinde solunum yolu hastalığı var. Lösev kanser hastalarının çok yüksek olduÄŸunu söylüyor. Bunlar birbirleriyle direk iliÅŸkili olmalarına raÄŸmen maalesef Erdemir yönetimi EreÄŸli’yi zehirlemiyoruz diyerek aklımızda tabiri caizse dalga geçiyor.”
Ereğli Halk otobüsçülerinden Hilmi Başkan, Erdemir kaynaklı çevre kirliliğinin tarıma da zarar verdiğini dile getirdi;
“Benim dere kenarında 20 dönüm yerim vardı ben bıraktım Erdemir’i bıraktım artık, 3 seneden beri selden bir ÅŸey alamıyorum. Kusura bakmayın Saffet Bozkurt milletvekilimiz de her yerde boy gösteriyor ama ÅŸu Erdemir’e köprünün altını yaptırtamadı. Söz verildiÄŸi halde üç gün evvel yine sel oldu. Hangi vatandaşımızın haberi var kimsenin haberi yok. 20 dönüm bahçemiz var babadan kalma su altında kaldı. Kocaman bahçede 10 ocak fasulye kalmış geri kalanını almış götürmüş su. Åžimdi Erdemir sadece hava ile deÄŸil çevreye komple zarar veriyor. Süleymanbeyler’den aÅŸağısı 3 seneden beri sel felaketi yaşıyor. Erdemir ÅŸu Gülüç köprüsünün altı bir kırılsa belki EreÄŸli nefes alır belki 20-30 tane köy nefes alacak. Benim üç yıldır zararım 100 milyonun üzerinde. Bana kim verecek bunu? Bir buçuk metre kota yüksekliÄŸi Bölücek’te 3 metre atar. Zaten 3 metre olduÄŸu zaman suyun bize zararı yok.”
Nerede bir çevre sorunu var ise orada olan ve ülke genelindeki tüm hukuk mücadelelerinde hep en ön safta olan Av. Yakup OkumuÅŸoÄŸlu Covid döneminde 30 artı 1’e dikkat çekerken, Zonguldak’ın neden 30 büyük ÅŸehrin dışında anons edildiÄŸine vurgu yaptı;
“Burada benden önce halkın konuÅŸması lazım diye düşündüğümden ben ÅŸu anda dinlemek ve izlemekteydim. Ama ÅŸu kadarını söyleyeyim CumhurbaÅŸkanı boÅŸuna Zonguldak 30+1 demedi. 30+1 aslında Erdemir’dir aslında TTK’da çalışan işçilerdir soluduÄŸumuz havadır. 30+1’den kaynaklı olarak burası özel 31. İl olarak ilan edildi Covid zamanında, bunu bilelim bizim ciÄŸerler gitmiÅŸ daha da gidecek çünkü Erdemir de üretimi arttırıyorlar sürekli ve o üretim arttıkça emisyonlar artıyor bu emisyonlar arttıkça da bu kentlerin üzerine bunlar çevre ile ilgili önlemler yeteri kadar alınmadığı için bir zehir olarak akıyor, akacak ve bizlerin çoluÄŸumuz çocuÄŸumuz bu kentte yaşıyor. Bizler bu kentin ekmeÄŸini suyunu içiyoruz yiyoruz. Bizim buradan baÅŸka EreÄŸlimiz yok, bizler burada doÄŸuyoruz, yıllardır burada yaşıyoruz, burası bizlerin memleketi, doÄŸup büyüdüğü, doÄŸduÄŸu yer, doyduÄŸu yer. Dolayısıyla hem kentimize sahip çıkmamız gerekiyor hem de kanunen belediyeye herkesin ödemesi zorunda olduÄŸu vergiler var. Sen de ödüyorsun ben de ödüyorum ama sanki Erdemir bizden daha fakir, sanki Erdemir’in parası yokmuÅŸ gibi, bizleri zehirlediÄŸi yetmezmiÅŸ gibi Erdemir vergide ödemiyor. Böyle bir dünya yok. Böyle bir dünya olamaz. Dolayısıyla bunun mutlaka gündeme getirilmesi lazım. Bu haksızlığın konuÅŸulması lazım bu kentimize yapılan büyük bir haksızlık Erdemir dünyanın en büyük ÅŸirketlerinden bir tanesi! Ne demek emlak vergisini ödememek, ne demek imar harç ve cezalarını ödememek. Neden atık ve su bedelini kanalizasyon bedelini ödemeyecekmiÅŸ neden ödemeyecekmiÅŸ? Böyle bir durum olamaz. Havamızı da kirletmeyecek, saÄŸlığımızı da bozmayacak, vergisini de, harcını da, cezasını da ödeyecek. Yani hangi kararname olursa olsun hangi talimat olursa olsun hangi kanun olursa olsun bu adaletsizliktir. Bu hukuka uygunsuzluktur. Biz bunları tartıştık yargıda ama yargının da durumu malum nasıl bir karar çıkar bilmem ama bu bizim burada olan haksızlığı dile getirmemize engel bir durum deÄŸil. Mahkeme ne karar verirse versin. Erdemir bu kente haksızlık yapıyor. İnsanlar tarafından bunun bilinmesi lazım ben bu kadarını söyleyeyim, başından beri forumu büyük bir keyifle izliyorum, dinliyorum iyi ki varsınız, iyi ki geldiniz ama en önemlisi burada her hafta bunu sürekli hale getirmek suretiyle büyütmek, daha da büyütmek, hep birlikte sesimizi yükseltmek ve bunların hatalarını gözlerine sokmamız gerekiyor. Yapmamız gereken birlikte olursak güçleniriz, sesimizi duyururuz ve saÄŸlığımıza da sahip çıkmış oluruz.’’
Foruma katılanlar her hafta aynı saatte buluşmak ve etkinlikleri daha kalabalık bir kitleye dönüştürme konusunda söz birliği ederek dağıldılar.
Haber : kdzereyli.com
BES

Dünyadan
Çok Okunanlar
» Henüz BUGÜN Haber Görünmüyor